Bodhi Ağacı Altında: Joyce Yi-Ching Yang'ın Zamansız Tasarımı

Doğanın ve Maneviyatın Buluştuğu Minimalist Bir Yaşam Alanı

Proje, manevi ve maddi, iç ve dış, doğa ve ev kavramları arasındaki karşılıklı bağımlılığı araştırıyor. Toprak tonlarındaki renk paleti, mekanın zamansız bir karakter kazanmasını sağlarken, ev ile doğal çevre arasındaki sınırları da bulanıklaştırıyor. En önemlisi, bu renkler ve malzemeler, sadelikte yatan zarafeti ortaya çıkarıyor.

Tasarımda, tüm daire boyunca akış sağlayan üç element; pirinç, ahşap ve siyah renk ön planda. Gereksiz bölme duvarları, mobilyalar ve ekranlarla değiştirilerek oturma odası alanı genişletilmiş ve farklı işlevler arasında ayrım sağlanmış. Gelenekten saparak, Buddha salonu minimalist ve monolitik bir yapıda tasarlanmış. Buddha'nın aura gibi parıldayan ışığı, insanları nazikçe mekana çekerken, iç ve dış mekandaki doğal unsurlarla çevrili bir atmosfer yaratıyor.

Ahşap element, bu projenin anahtar özelliklerinden biri. Duvarlar, tavanlar ve zeminler, tutarlılık ve derinlik hissi yaratan üç boyutlu ahşap yapılarla süslenmiş. Her ahşap panelde geçen kontrolsüz çizgiler, bir parmak izi gibi, birbirinden farklı ve sanki doğa ana tarafından el işçiliğiyle yapılmış gibi.

Proje, balkonlar hariç toplam 114 metrekare iç alanı kapsıyor. Dizayn, giriş koridoru, oturma odası, yemek odası, 1 yatak odası, 1 banyo, 1 misafir tuvaleti ve bir gökyüzü açık hava bahçesinden oluşuyor.

Özellikle ahşabın yoğun kullanımı, merak, büyü ve sıcaklık dolu bir atmosfer yaratıyor. Malzemenin tutarlı kullanımı, doğal ahşap dokusunun yönü ve ton gradyanı ile boyut ve derinlik yaratıyor. Bu sürekli akış, iç mekanın detaylarına ve manzarasına dikkat çeken çerçeve açıklıkları yaratıyor, ancak aşırı baskın olmuyor. Geniş ve cömert açık hacim, gündüzleri sakinlerin sosyal doğasını ortaya çıkarırken, akşamları da onları dinlenmeye hazırlıyor.

Proje, Eylül 2020'de başladı ve Aralık 2020'de Taichung, Tayvan'da tamamlandı. Ahşap, siyah ve pirinç elementlerin kullanımı, sıcak ve hoş bir iç mekan yaratmak ve çoğu mobilya stiliyle uyum sağlamak için araştırılmıştır. Bu unsurlar, manevi ve maddi, iç ve dış, doğa ve ev kavramları arasındaki karşılıklı bağımlılığı araştırıyor.

Projenin en büyük zorluklarından biri, farklı dokuların ve ahşabın tonlarının, doğal malzemelerin güzelliğini ortaya çıkarmak ve etkileyici mekansal düzenin kendini ifade etmesini sağlamaktı. Toprak tonlarındaki renk paleti, mekana zamansız bir karakter kazandırırken, ev ile doğal çevre arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor.

Proje, Buddha'nın mükemmel aydınlanmasına bir saygı duruşu olarak, huzur, basitlik ve açıklığı bir araya getiriyor. Üç boyutlu yapılarla süslenmiş ahşap element, tutarlılık ve derinlik hissi yaratıyor. Her ahşap panelde geçen kontrolsız çizgiler, bir parmak izi gibi, birbirinden farklı ve sanki doğa ana tarafından el işçiliğiyle yapılmış gibi. Toprak tonlarındaki renk paleti ve malzemeler, sadelikte yatan zarafeti ortaya çıkarıyor ve mekana zamansız bir karakter kazandırıyor, ayrıca ev ile doğal çevre arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor.

Proje, 2022'de A' Interior Space, Retail and Exhibition Design Award'da Gümüş Ödül kazandı. Gümüş A' Design Award, üst düzey, yaratıcı ve profesyonel olarak dikkat çeken tasarımlara verilir. Bu tasarımlar, güçlü teknik özellikleri ve mükemmel sanatsal becerileri ile beğeni toplar, mükemmel bir seviyede kalite sergiler ve olumlu duygular, hayranlık ve merak uyandırır.