Art Deco Zarafetiyle Yenilenen Upper East Suite’de Modern Yaşam

Guoqiang Feng ve Yan Chen, tarihi bir daireyi çağdaş konforla buluşturuyor

Guoqiang Feng ve Yan Chen tarafından tasarlanan Upper East Suite, Manhattan’ın prestijli Upper East Side Tarihi Bölgesi’nde yer alıyor. 1924 yılında apartman otel olarak inşa edilen ve sonrasında rezidansa dönüştürülen bu yapı, köklü geçmişiyle dikkat çekiyor. Tasarımcılar, dairenin tarihsel dokusunu koruyarak, sahiplerinin 1930’lardan topladıkları aydınlatma ve mobilya koleksiyonunu mekâna ustalıkla entegre etti. Bu yaklaşım, dönemin estetiğini günümüzün fonksiyonelliğiyle buluşturmayı amaçladı.

Proje, özellikle mekanın sabit planı ve koruma altındaki mimari özellikleri nedeniyle önemli zorluklar içeriyordu. Feng ve Chen, alanı maksimum verimlilikle kullanmak için özel depolama çözümleri ve çalışma alanı tasarladı. Yerden tavana kadar uzanan marangozluk işleri, hassas ölçülerle atölyede önceden hazırlanıp yerinde monte edildi. Mutfakta tek parça mermer tezgah ve banyoda büyük formatlı mermer kullanımı, titiz bir işçilik gerektirdi.

Dairenin işlevselliği, kayar cam kapılar ve ahşap bölmelerle artırıldı. Mutfak ve yatak odasında kullanılan dokulu cam kapılar ile çalışma odasındaki ahşap sürgüler, alanın gerektiğinde açık ve akışkan, gerektiğinde ise mahremiyet sağlayan bir yapıya kavuşmasını sağladı. Stratejik olarak yerleştirilen aynalar ise mekânın ferahlığını ve ışık oyunlarını güçlendirdi.

Tasarım sürecinde, The Carlyle, The Mark ve 740 Park Avenue gibi ikonik Art Deco iç mekanlar araştırılarak, dönemin atmosferi titizlikle analiz edildi. Sahiplerinin sanata ve tasarıma olan tutkusu, dairenin her köşesine yansıtıldı. Tarihi mirasın korunması ile çağdaş yaşam ihtiyaçlarının dengelenmesi, projenin en büyük başarısı olarak öne çıkıyor.

Upper East Suite, 2025 yılında A' Interior Space, Retail and Exhibition Design Award’da Bronz ödüle layık görüldü. Feng ve Chen’in bu projesi, tarihi bir yapının özgün kimliğini koruyarak, modern şehir yaşamına zarif ve işlevsel bir çözüm sunuyor. Bu dönüşüm, New York’un mimari mirasına saygı duyan ve çağdaş yaşamı estetikle buluşturan örnek bir yaşam alanı olarak öne çıkıyor.

Sanat ve tasarımın buluştuğu Upper East Suite, geçmişin zarafetini bugünün konforuyla birleştirerek, şehirde zamansız bir yaşam deneyimi sunuyor. Bu tür projeler, tarihi dokunun korunarak geleceğe taşınmasında ilham verici bir rol üstleniyor.