İstanbul’da hayata geçirilen bu iş merkezi projesi, modern ve minimalist çizgileri dokuzuncu kattaki ofise taşıyarak, açık plan düzeni, geniş balkon ve cam cepheyle doğal gün ışığını maksimum seviyede kullanmayı hedefliyor. Sema Yazıcı ve Yadigar Tanrıverdi’nin imzasını taşıyan tasarım, başlangıçta sade bir kabuk olan mekanı, fonksiyonel ve estetik açıdan zengin bir çalışma alanına dönüştürüyor. Ofisin her köşesinde yer alan sanat eserleri, heykeller, kahve makinesi ve bitkiler, bütünsel ve ilham verici bir atmosfer yaratıyor.
Giriş bölümünde, resepsiyon ve toplantı odasının zemininde kullanılan damarlı gri mermer, doğal desenleri ve ışıltılı kum dokusuyla mekana zarif bir hava katıyor. Toplantı odası, cam bölme sistemiyle ayrılarak iki alanın bütünsel algılanmasını sağlıyor. Ahşap kaplama duvarlar ve resepsiyon bankosu, sıcaklık hissi verirken, mermerin bankoya kadar uzatılmasıyla heykelsi bir etki elde ediliyor. Bankodaki heykel ve toplantı odasındaki canlı renkli tablo, ziyaretçileri ilk andan itibaren sanat ve tasarımla karşılıyor.
Yönetici ofisinde balık sırtı desenli parke zemin ve dekoratif boya uygulamaları öne çıkıyor. Çalışma masası, hem toplantı hem de bireysel çalışma alanı olarak tasarlanırken, arka bölümdeki dolaplarda marküteri kaplama ve pirinç detaylar sofistike bir dokunuş sunuyor. Cam önünde konumlandırılan özel tablo ve bitkiler, dekorasyonu tamamlıyor. Ortak çalışma alanlarında ise ses yalıtımı sağlayan halı ve bu halının renklerinin masa seperatörlerine taşınmasıyla bütüncül bir renk düzeni yakalanıyor. Mobilyalarda tercih edilen açık gri tonlar, minimalist ve dikkat dağıtmayan bir ortam oluşturuyor.
Tavandan sarkan dekoratif kuşlar, kütüphanedeki çiçekler ve pirinç detaylar sıcak bir çalışma atmosferi yaratıyor. Odalarda kullanılan şeffaf cam bölmeler, gün ışığının koridorun diğer alanlarına ulaşmasını sağlıyor. Ofisin ana giriş cephesi masif bir duvar olarak tasarlanırken, tamamen cam ön cephe çalışma alanlarına hizmet ediyor. Resepsiyon, toplantı odası ve yönetici ofisinden oluşan giriş bölümü, misafirlerin yönlendirilmesini kolaylaştırıyor. Bar tezgahı, tabureler, kütüphane ve oturma alanı ile sosyal bir alan oluşturuluyor. Ayrıca mini toplantı odası, kapalı yönetici ofisleri, WC ve teknik alanlar, mekanın verimli kullanılmasını sağlıyor.
Toplam 250 metrekare net kullanım alanına sahip olan ofiste, 15 kişilik toplantı odası, CEO ofisi, ortak çalışma alanı, mutfak, dinlenme alanı ve balkon yer alıyor. Ek olarak, 6 kişilik toplantı odası, iki yönetici ofisi, kadın ve erkek için ayrı WC’ler ve teknik oda bulunuyor. Proje, çalışanların ve misafirlerin ofise adım attıkları andan itibaren iyi tasarlanmış ve sanatsal bir ortamda olduklarını hissetmelerini amaçlıyor. Girişteki heykel, canlı renkli tablolar ve şeffaf yüzeyler, bu vizyonun önemli unsurlarını oluşturuyor.
Art in the Soul, 2025 yılında A' Interior Space, Retail and Exhibition Design Award’da Iron ödülüne layık görülerek, endüstri standartlarını karşılayan, yenilikçi ve işlevsel bir tasarım olarak uluslararası alanda da takdir topladı. Sema Yazıcı’nın liderliğinde hayata geçirilen bu proje, ofis tasarımında sanatı ve insan odaklı yaklaşımı ön plana çıkararak, çağdaş iş yaşamına ilham veriyor.
Proje Tasarımcıları: Sakura Architecture
Görsel Kredileri: Ali Bekman
Proje Ekibi Üyeleri: Sema Yazici, Yadigar Tanriverdi
Proje Adı: Art in the Soul
Proje Müşterisi: Sakura Architecture